Artık o eski kalabalık ziyaretçiler görünmez olmuştu. Bütün hayvanlar, özellikle hafta sonları çocukları merakla bekliyordu. Fakat o gün gelip çattığında küçük bir bezle yüzleri kapalı bakıcılardan başka kimse görünmüyordu.
Zebra
dayanamadı. Aslana telefon açtı. Uzun uzun çalan telefona yorgun bir ses cevap
verdi.
-Efendim
Zebra, gene ne var? Spor yapmak istiyorsan çık koş, kovalamaca oynayacak halim
yok. Son verdikleri et bayat ve yağlıymış. Karnım ağrıyor.
-Geçmiş
olsun kralım.
-Ne kralı
yahu? Tutsağız burada bilmiyor musun?
-Haklısınız ama garip sessizlik var kralım. Hiç gelen giden yok. Çok sıkıldık. Nerede bu insanlar,
gelseler de biraz eğlensek.
Aslan da
meraklandı. Tüm hayvanları öğleden sonra saat üçte "ZOO'M" üzerinden toplantıya
çağırdı.
Gerçekten hayvanat
bahçesinde bile insan görülmez olmuştu. “Dünyanın sonu mu geldi, insanlar
nereye gitti?” Bir merak sarmıştı
herkesi. Hayvan bakıcıları da azalmış, on kişi düşmüştü üçe.
Toplantı
saati gelip çattı. Aslan, ekrandaki görüntüsünü kontrol ederken yelelerini
sıvazladı.
-Değerli
dostlarım, mikrofonları kapatalım. Toplantı sonunda isteyene söz vereceğim. O
zaman açarsınız. Küçük bir kükreme ile gırtlak kontrolü yaptıktan sonra konuşmasına
devam etti.
-Biz
aramızda iyiyiz de bir problem var. Kaç gündür insanlar gelmiyor. Çok tuhaf. Herkes bildiğini, gördüğünü anlatsın. Bir çözüm bulalım. Burası çok
sıkıcı olmaya başladı.
-İnsanlar
bize gelmiyorsa biz onlara gidelim, dedi lemur. Bayat bir fıstık kabuğuyla
oynarken.
Bu öneri kabul edildi. Kim gitsin, kim kalsın
derken "fikir sahibinin bir planı vardır" diyerek Lemur'a bu görev
verildi.
Lemur, alçaktan
sürünerek tel örgüden çıktı. Ağaçlardan
duvarlara, duvarlardan yollara derken şehre girdi. Her şey aklına geldi de
şehrin
sessizliğinden
korkacağını hiç düşünmemişti.
Boş
kaldırımlarda açan gelincikleri görünce durup kaşındı, biraz da endişeliydi.
“Bu insanlar
nereye gitti mübarek?” dedi, kendine.
Hemen kaldırımda
açan gelinciklerin fotoğrafını çekerek "ZOO'M" grubuna gönderdi. Gruptaki
arkadaşlarından şaşkın emojiler gelince, yoluna devam etti. Az ötede köşedeki fırının
önünde birkaç insan vardı.
- Ekmek
almaya çalışıyorlar, dedi. Fırınlar açık! Savaşta mıyız?
O köşe senin,
bu köşe benim şehri gezdi Lemur. Gördüklerine pek anlam veremedi.
Sonunda eve
iki ekmek götüren bir çocuğa rastlayınca, ona doğru koştu. Konuştu onunla
ayaküstü oradan buradan.
-Neler
oluyor, bizi ziyarete gelmez oldunuz?
Çocuk üç
cümle ile özetledi her şeyi. “Bir salgın hastalık varmış, adı korona. Herkes
evlere kapandı. Ölüyoruz teker teker. Sadece bu şehir değil, tüm dünyada böyle!”
deyince Lemur’un gözleri parladı.
-Dur, dedi. Seni arkadaşlarıma göstereyim.
Hemen bir selfi çekerek sosyal medya grubundan gönderdi.
-Toplanın
millet! İnsanları evlerine kapatmışlar. Artık biz onları ziyarete gideceğiz!
Harikasın müdürüm👍👏
YanıtlaSilHarikasın müdürüm👍👏
YanıtlaSil