23 Temmuz 2021 Cuma

Sermest Ayılmaz / İmge Şiirin Neresindedir?

    

    




         Yıllar önce Murathan Mungan bir masalını  “Bu masal, 'Artık bütün şiirler aynı sözcüklerle yazılıyormuş gibi geliyor bana.' diyen dostum M.Kemaloğlu’na ”   diyerek ithaf etmişti.Gerçekten de günümüz şiirine bakacak olursak M.Kemaloğlu’nun haklı olduğunu görürüz. Çünkü şiirler yazılıyor, yayımlanıyor, fakat aynı şiirleri okuyormuşuz hissi veriyor okuduklarımız. İmgeler neredeyse birbirinin tekrarı.Hatta imge aşırma  yapanlara bile yer veriliyor bazı dergilerde. Şairlerin birbirinden belli ölçüde etkilenmesi zaten kabul edilebilir bir durumdur. Hemen her şair kendi şiir dünyasını kurana kadar başka şiirlerden beslenir. Fakat şiirleri yayımlanmaya başlayınca işin rengi değişir. Şairden beklenen özgün imgeler ve şiirlerdir. Son zamanlarda tanınmış  büyük dergilerde bile orijinal bir şiire rastlamadığımı söylemem lazım.

 

        Birbirlerine iltifatlarla Türk şiirini yeniden yüceltme iddiasındaki birçok isim, iyi şiirin çok uzağında dolaşıyor. “İmge nedir,imgesiz şiir olur mu?” sorularını soruyorum kendime. İmgeyi “zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, hayal,hülya” şeklinde tanımlıyor Türkçe sözlüklerin çoğu. Biz ne anlamalıyız peki bundan? Sözcüklerin yeni ya da başka bir anlamla kullanılmasını anlayabiliriz. Başka bir deyişle “kelimelerin sanatlı kullanılması, yeni bir anlam kazanması” diyebiliriz.

     Okuduğum şiirlerden birinin ilk dizesinde  İsmet Özel’in izini güçlü bir şekilde hissettim.  “artık zehir olduğu biliniyor suskunluğun” dizesini okur okumaz İsmet Özel’in “susmak elbette zehirlidir”  dizesi geldi aklıma. “Demirden sağnaklar altında uyur sevdiğim” dizesi de aynı şekilde okurun gözüne sokulurcasına başka bir şiirde karşımıza çıkmıştı. İmgeden kastımız elbette bu değil. Özgün imgeler kullanmalı ki kendi parmak izini şiirinde gösterebilsin şairler.

    İmgesiz şiir olur mu? Bence olmaz. Elbette çok başarılı istisnaları var. Fakat genel olarak şiir imgesiz olmaz. Aksi hâlde düzyazıdan farkı olmaz. İyi şiir düzyazıya dönüştürülemez.İçindeki imge,ahenk ve müzik kaybolur çünkü.

“uzakta çıplak balını dağıttı vaatlerin ayazlı tamgası

 gökkuşağının kurtarılmış halatında anımsamanın gemisi,

 vadenin, açlığın yılanı,ufalanan gül, kocamış ölü

…”     

     Haziran ayında bir dergide okuduğum şiirden üç dize.Bu dizelerde birbiriyle hiç de ilgisi olmayan "ortaya karışık" diyebileceğim imgeler var. Fakat ortada şiirsel bir çağrışım yok.İkinci Yeni şiirinin kötü bir taklidi. İkinci Yeni şiiri dikkatle okunduğunda yeni ufuklara bir yolculuğa çıkaracaktır sizi.Fakat taklidini okursanız şiire geçici bir süre ara vermek zorunda kalabilirsiniz. Okuru şiirden uzaklaştıran  bir yanı var çünkü kötü taklitlerin.

 

    Geçen gün imge ve şiir üzerine bir grup gençle sohbet ederken gençlerden biri bir şiirini okumak istediğini söyledi. Şiirde dikkatimizi çeken imgeler vardı, en azından beni umutlandırdı bu şiir.

ağaca çiçeği hatırlattı bahar

ekinlere başağı

insana hayatı

oysa halkım unutmuştu yaşamayı

nasırlı elleriyle bir kelebeğe dokunmayı

 

bahar kara bulutların üstünde

yepyeni bir yağmurdu

 

               Bu şiirde şair, imgede tasarruf ederek çok doğru bir şey yapmış.Kelimelerin gücünü ve sınırını yerinde kullanmış. Okurken hem baharın coşkusunu, hem de nasırlı elleriyle halkın sızısını hissettirdi bana.Üstelik toplumcu gerçekçi iddiasıyla bir manifesto zırhına bürünmeden. Şiirde gereksiz ve çok imge kullanmak demek, aşırı makyaj yapan bir insanın yüzünün gerçek hâlinin görünmemesi gibidir. Yani fazla sanat şiiri öldürür. Nitekim başarılı bulduğum bahar şiirinde sanat,şiiri örtmemiş. Şair; imge,mesaj,ahenk ve müzik dengesini iyi sağlamış. Okurda geriye bir şiir tadı bırakıyor.

 

               Şiirde imge önemlidir.Fakat şiirde imgeyi yerli yerinde kullanmak biraz maharet gerektirir, biraz da ustalık.Ustalık kazanmak da iki üç kişinin pohpohlamasından değil, şiirin upuzun talebesi olmaktan geçiyor. 



 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder