13 Haziran 2021 Pazar

Hiç Kimseye Söylenmiştir / Nevzat Akyar

 









(I)

sen yaraların kabuklanmasını önleyici

kanatan tırnaklarınla, kalbimin

gevrek bir köşesini arıyorsun, boşuna

ufaladım bütün kırılgan yerlerimi

yanmış yakılmış ve un ufak zerreleriyle şiirlerimin

herkesten uzak

hiçkimseye yakın sözlerimle

aşktan da kederden de uzaktayım

 

yine de 

sana bir çay demler

ve temiz yaralarımı gösterebilirim istersen

kimselerin görmediği...

 

üç vakte kadar bak gökyüzüne

üçkardeşler hâlâ bana gülümsüyor...

 

(II)

sen kalbimin buzullarınıeritmeye sancılanan

ıslak dudaklarınla, kırmızı bir mum gibi

bir ateş hâlesi gibi yan doruklarımda

 

yan ki yanmak nafile

hohlasan apak avuçlarınla içinden geçenleri..

yumuşak bir yerlerimi arıyorsun, boşuna

dondurdum güzel sözlerimi tarifsiz işvene rağmen

dillerim lâl,

kelimelerim, kuru kalabalıklar gibi tozlu raflarda..


yine de

sana buzlu sular

ve tatlı gelecek rüyaları verebilirim istersen

 

bak ki dünya dönüyor,

senden sonra da benden sonra da

bak ki andızlı mezarlıklara

seven de sevilen de hep aynı göğün altında...



(III)

sen kan tutmasın diye hançerini sırtımda bırakan

korkak parmaklarınla / soğuk ve akrepsi

bir müebbet mahkumu gibi dolan şimdi

şehrin sokaklarında

karışsın ayakların birbirine..

 

oysa artık bütün gezmelerin boşuna..

gittiğin her yerde ben varım, beni görmesen de

 

hançerinin zehri var ellerinde, dokunduğun her şey ölüme yakın


utanç ve kederden bol nasip

ve dünyalıklar peşinde

bir korku abidesi gibi dur

durabilirsen artık bu şehirde..

 

yine de sana şifalı sular sunabilirim istersen

temiz ve yaşlı kadınların ellerinden..

yahut  göğsüne takmak için

acıyı azaltabilir belki, tılsımlı taşlar da

 

gel gör ki hayattayım buldum zehrinin şifasını

bak ki buluttan üç elma düşmüş

hayrettir değil mi üçü de bana..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder